ÇEKIRGE
Başta dedim ya, ben bir çekirgeyim… Merdivenleri kız mıyım erkek miyim demeden üçer beşer iner, üçer beşer çıkarım. Adım çekirgedir bu yüzden. Dünyanın daraltan havasına inat, ruhun doğasında zıplamayı tercih ederim. Zıplarım…
Kuş misali bir insan uçar ya, ben de öyle uçarım. Yarı kanatlı bir kuşum. Kanatlarım ise bacaklarımda… Onlarla yolcuğuma çıkıyorum. Yolculuklarım, seni sensiz bulduğum anlarda, seni benle doldurduğum zamanlar. Uçuyorum, zıplayışımın engin boşluğuna inat. Saçlarım darmadağın. Beğenmemiş beni rüzgâr…
Aklıma düştüğünde ben zıplıyorum, sen ise bedenin hayalden gemisinde yüzüyorsun. Seni buluyorum sıçrayışlarımda. İlk karşılaşmamız hüzünlü. Saçlarım dağınık. Sen, rüzgârın kûyunda dolaşıyorsun. Ben ise, rüzgâr içinden sana el sallıyorum. Saçlarım, rüzgârla birlikte değiyor tenine… Akan zamanın bazen altındayım, bazen üstünde…
Yerçekimini icat etmiş, kim etmişse? Zıplayışımın ani düşüşünü yaşadım seni hissedince. Kanadımın dolgun kalınlığına cesaret verdim ve seni kaybedip tekrar bulacağım yere geldim. Rüzgâr içinden gelen sıcak nefesim, gizemli notaları çalıyor kulaklarına. Ruhun elimde, saçlarım ise hâlâ dağınık. Elimde kelebekle yüreğine dokunmayı gösteriyorum…
Yeryüzüne döndüm, sıçrayışımın kısa ama uzun anlarını hayatıma katarak, korku ve tutkunun hazzını yaşayarak seninle. Teninin her bir noktasını biliyorum artık…
Hafif hafif dokunuşlarımla nergis çiçekleri açıyor sevgi nehrinde… Dokunmayı öldürmüşsün içinde; ama hissi asla. Büyütemediğin bir çocuk var içinde hâlâ.
Ben çekirgeyim, sen de çekirgelere sigara niyetine çubuk tutturan o yaramaz çocuk. Ben, nikotin kokmayan sigaranda kayboldum, yokluğunda varlığımı duyarak…
Üç noktayı yeterli gördüğümde ikinci inişimi hesaplamıştım. Üçüncü halka bekliyordu beni. İlerledim. Saçlarım dağınık. İçimi sen saydığımdan beri, hayalinle yaşıyorum. Nefesim,
kesik kesik.
Zıplıyorum, zıpladığım yer can noktan. Rüzgâra ömür takmanın yollarını öğrendim. Ona ömür kattığımda, kendi ömrümü senin şah damarının yanına bir salıncak diye kurdum. Orada istediğim zaman oynuyorum…
Bu, benim son Poliyannacılığım. Son zıplayışım. Belki, sana geldiğim yerde zıplamayı da özleyeceğim. Ama artık… Uçmanın tadını, isminin harfleriyle resimledim. Şimdi gerçekten uçuyorum.
Üzerimdeki ağırlıkları döküverdim toprağa. Orada kalsın, ben sen de varlığımı tanıdım…
Ömrüm Işıkay