BEN HER EYLÜLDE YENİDEN YAŞLANIRIM
En çok bu ayla konuşurum nedense
Bir hayli ortak yönlerimiz var
Ömrün son deminin son dostu gibi
Sohbetimiz bâki kalan bu kubbeyi sarar
Her gidişler buruk bir sancıdır bende
Son hazırlıklarla telaşlanırım
Her yolcu giderken bir iz bırakır
Ben her eylülde yeniden yaşlanırım
Düşerken dalından dinle hüznünü
Ayrılığı sarı yapraklara sor
Hoyrat rüzgarların raksını seyret
Uçuşurken çılgın feveran içinde
Bir zaman oyunu bu kimler kiminle
Çıplak ağaçlarla üşür kalırım
Ben her eylülde yeniden yaşlanırım
Bir dostu olmalı insanın herdem
Ağaçlardan çiçeklerden kuşlardan
Arkadaşı olmalı hiç beklentisiz
Anlamalı tatmalı cefadan vefadan
İlham toplamalı şu sonbahardan
Arkandan el sallayıp uğurlamalı
Böyle bir dostluğu hep alkışlarım
Ben her eylülde yeniden yaşlanırım
Her hazanda yenilerim dostluğu
Efkârlı ömrümün son demi gibi
Bir bastonum var şimdi son arkadaşım
Sırlarımı bilen dostum yoldaşım
Yaprak hışırtısı bir hazan şarkısı
Bugünü yarına dostça yollarım
Zamanla mekanla ömrümü paylaşırım
Ben her eylülde yeniden yaşlanırım
Âh be eylül!
Hüzün nağmeleri yansır dualarıma
Hüzzamdır hicazdır sende makamlar
Bir ney sesi yayılır gümüş rengi dağlara
Bu akşam da, ezanı süslesin segah
Maziye bir baktım, gençliğim eyvah!
Gaflet rüzgarları neler neler götürdü benden
Himmetine keremine açık ellerim
Tüm hatalarıma af diliyorum Rabb’imden
Bilemiyorum belki bu son eylül mü
Sabâlı niyazlarla belki bağışlanırım
Ben her eylülde yeniden yaşlanırım
Ben her eylülde yeniden yaşlanırım
Hanifi Yılmaz -Kahramanmaraş