SAHİPSİZ BIRAKILMAMALI
Her giden geride bir türkü bırakarak gitti. Her türkü bir adanışın dile gelmesiydi. Zaman, mekan ve olaylar ne kadar değişirse değişsin gidenler dönememiş, kalanlar kavuşamamıştır.
“Hey onbeşli onbeşli
Tokat yolları taşlı
Onbeşliler gidiyor…”
türküsü cepheye uğurlamanın tek kanıtıydı. Uğurlanan yüreği yaşından büyük koca yürekli kahramanlar. Her birinin yüreği vatan kadardı. Daha önce hiç görmediği, adını daha önce hiç duymadığı vatan toprağı için bir destan yazdılar, yedi düvele karşı.
“Ah o yemendir gülü çimendir
Giden gelmiyor acep nedendir”
Türküsü ise ağır bedeldir. Kumundan çok haini olan o beldeler artık bizim değildi. O beldelerdeki şehitlerimiz kutsalımızdır.
“Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Of gençliğim eyvah”
Türküleştiren kınalı kuzuların kurban oluşunun destanıydı, Çanakkale. Ülke kurtulsun diye, kınalı kuzularını bir daha göremeyeceğini bile bile uğurlayan mübarek analar.
”Maraş bize mezar olmadan düşmana gülizar olamaz.” Parolası ile gece gündüz demeden düşmanı it koğar gibi bu topraklardan koğan kahramanlıklarımızı saymanın sonu gelmez. Bu topraklarda ne kahramanlar biter ne de Mustafa Kemaller.
“İzmir’in dağlarında çiçekler açar.
İzmir’in dağlarında çiçekler açar.
Altın güneş orda sırmalar saçar.
Altın güneş orda sırmalar saçar.
Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar.
Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar.
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, yaşa;
Adın yazılacak mücevher taşa.
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, yaşa;
Adın yazılacak mücevher taşa.”
İzmir’in dağlarındaki çiçekler hep açmalı… Güzel kokusunu bütün yurt hissetmeli… Güzel ülkemizin güzel insanları güzelliklerle sevinmeli
Bu topraklar vatan olamaya devam edecek/etmeli. Çünkü toprak altında yatan kınalı kuzular terk edilmemeli, şehitlerimiz yattıkları yerde emin olmalı… Dünyalar verilse bile bu cennet vatan sahipsiz bırakılmamalı,
“Sahipsiz olan vatanın batması haktır.
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.”
ÖKKEŞ YÜKSEL